Melisa Vargas: Küba’nın istenmeyeni, Türkiye’nin şampiyonu

Voleybola ülkesi Küba’da başlayan, 16 yaşında geçirdiği omuz sakatlığı sonrası kariyeri değişen bir süper yıldızın hikayesi onunki… Melissa Vargas, Uluslar Ligi’nin en değerli oyuncusu, en iyi pasör çaprazı, milli takımın neşesi ve çok daha fazlası…

Spor 3 Eylül 2023
Bu haber 9 ay önce yayınlandı
Melissa Vargas, hem en değerli pasör çaprazı hem en değerli oyuncu olduğu Milletler Ligi'ne gelirken çetrefilli birçok yol aştı.

Her dünya yıldızının kendine ait bir arka plan hikayesi vardır. Kimisi şaşaalı ailenin görkemli kariyere sahip çocuğu olur. Kimisi de yoksul bir mahallede yetişmiş ancak hayallerinin peşinden usanmadan koşmuştur. Bazısı sakatlıkların pençesinde kendini sıyırmış ve ulaşılamaz denilen yere tırmanmıştır. Bazısı da tukaka edildiği yurdunu terk edip kendine yeni bir memleket yaratmış, o memleketin hayallerini kendi hayalleriyle harmanlayıp tamamını gerçek kılmıştır.

Özellikle son iki örnek, Melissa Vargas’ın -yaşı itibarıyla henüz zirveye ulaşmamış- kariyerini tanımlamak adına son derece uygun. Küba’da başlayan hikaye, bu yaz Milli Takım formasını sırtına geçirmesine kadar uzandı. Fenerbahçe’yle yaşadığı Sultanlar Ligi şampiyonluğunun ardından hüngür hüngür ağlamasının arkasındaki tek sebep maça ateşli çıkması değildi. Her nasıl Sultanlar’ın ev sahibi ABD’yi yenerek finale çıktığı yarı final mücadelesinin ardından döktüğü gözyaşlarının tek sebebinin henüz katıldığı milli takımla olağanüstü bir başarıya imza atması olmaması gibi. Onun hikayesi kendi içinde hem başarı hem olanaksızlık barındırıyor. Dünyanın dört bir yanına kendini kabul ettiren, yaptığı işte sayılı isimlerden, Sultanlar Sultanı Vargas…

Kazanan bir voleybol insanı: Daniele SantarelliKazanan bir voleybol insanı: Daniele Santarelli

Küba’da başlayan hikaye

Melissa Teressa Vargas Abreu, 16 Ekim 1999 tarihinde Küba’nın Cienfuegos kentinden dünyaya geldi. Hentbol oynanan bir babanın kızı olan Vargas henüz küçük yaşlarda sporla tanıştı. Atletik bir yapıya sahip olacağı erken dönemlerde belli olan Melissa, voleybola ilgi duyuyordu. Bu ilgiyi ve yeteneğini keşfeden beden eğitimi öğretmeni de Vargas’ı fileye yönlendirdi. Sporcu, 13 yaşına geldiğinde voleybol anlamında gelişmiş bir ülke olan Küba’nın alt yaş kategorilerinde oynamaya başlamıştı bile. 2013’teki 20 yaş altı Pan Amerikan Kupası ve 2014 23 yaş altı Pan Amerikan Kupası’nda en iyi smaçör ödülüne layık görülen Melissa, 2014 Orta Amerika ve Karayipler Oyunları’nda Küba’nın bronz madalya yolculuğunda yer aldı.

2014’te doğduğu şehrin takımı Cienfuegos’ta forma giyen Vargas, yurtdışında profesyonel voleybol oynama hayali kuruyordu. Ancak Küba hükümeti, milli takımda oynayan oyuncuların yalnızca güven politikası olan ülkelerde oynamasına izin veriyordu. Dolayısıyla Vargas’ın söz konusu hayalini gerçekleştirmesi siyasi bariyerlerin aşılabilir olmasına bağlıydı. 2015’te Çek takımı Prostejov oyuncuyu transfer etmek istedi. Çekya, neyse ki Polonya ve Rusya gibi Kübalı milli oyuncuların forma giyebildiği nadir ülkelerden biriydi.

Prostejov formasıyla Vargas.

Kırılma anı

Melissa henüz 16 yaşında Avrupa’da Şampiyonlar Ligi seviyesinde yaptıklarıyla bu sporun en iyilerinden biri olacağını kanıtlıyordu. Ancak kusursuz gibi görünen hikayenin baş kahramanı bir sporcunun yaşayabileceği en olumsuz şeylerden biriyle sınanacaktı. Omzundan sakatlanan Vargas, tedavisi için ülkesine dönecek ve Ulusal Voleybol Merkezi’nde federasyonun gözetimi altında tedavisi başlayacaktı. Fakat Küba Milli Takımı ile işlerin koptuğu hikaye burada yaşanacaktı. Abreu ailesi kızlarına uygulanan tedavi yöntemini beğenmeyecek ve kendisini Cienfuegos’taki bir kliniğe götürecekti. Durumu öğrenen Küba Voleybol Federasyonu da Vargas’ı federasyona karşı disiplinsiz tavırları nedeniyle cezalandıracak ve 4 sene boyunca milli takımdan menedecekti.

Küba, yetenekli ismi milli takımdan menetmekle kalmayacak üstüne voleyboldaki kategorisini de düşürecekti. Dünyanın en iyi smaçörlerinden birine dönüşmesi beklenen genç yetenek artık ülkesinden kaçmanın yollarını arıyordu. Bu sırada İsviçre’nin Volero Zürich takımı oyuncuya teklif yaptı. Vargas, sığınmacı statüsüyle voleybol aşkının peşinden İsviçre’ye gitti.

Vargas, Volero Zürich formasıyla

İspat…

2017-18 sezonu başında İsviçre’ye transfer olan isim bu kararından pişmanlık duymadığını dile getirecekti. Prostejo’da yaptıklarının ardından Zürich ekibinde de lig ve kupa şampiyonluklarıyla yoluna devam eden Vargas, artık kıtanın baş altı takımlarında oynama seviyesini çoktan aşmıştı. Kendisine talip olan bir sonraki takım CEV Şampiyonlar Ligi’nin gediklisi ve her zaman şampiyonluk hedefiyle yola çıkan Türk takımı Fenerbahçe’ydi.

2018-19 sezonunda Fenerbahçe’ye imza atan Vargas ilk kez Türkiye sınırları içine adımını attı. Gösterişli oyun tarzı, atletizmi ve güçlü smaçlarıyla Fenerbahçe taraftarının sevgilisi haline gelen Kübalı, enteresan saç stilleriyle de spor kamuoyunda dikkat çekti. Vargas, kulüpler düzeyinde belki de çıkabileceği en üst seviyeye çıktı ancak hala belirsizliğini koruyan husus onun milli takımlar düzeyinde ne yapacağıydı. Öyle ya voleybolda milli takım sezonu en az kulüp sezonu kadar uzun ve yorucuydu. Dünya yıldızları uğruna mücadele ettikleri bayrakları temsil etmek için kıta turnuvaları, dünya şampiyonaları ve 2018’den beri düzenlenen Uluslar Ligi organizasyonlarında boy gösteriyorlardı.

Vargas ve enteresan saç stillerinden yalnızca biri.

Avrupa’da kapışılıyor

Vargas gibi bir yeteneğin de bu gibi organizasyonlardan birinde mücadele eden ve hedefi şampiyonluk olan bir takıma güç katması kaçınılmaz senaryoydu. Bu uğurda Sırbistan Milli Takımı’nı da çalıştıran ve Fenerbahçe’nin başında Melissa Vargas’ın antrenörlüğünü yapan Zoran Terzic devreye girdi. Sırp Voleybol Federasyonu oyuncuyu Sırp vatandaşı yaptı. Ancak FIVB kurallarınca Küba’nın oyuncunun Sırp milli takımının formasını giymesine rıza göstermesi gerekiyordu. Dolayısıyla Vargas’ın güçlü ekip için forma giyme planı rafa kalkacaktı. Avrupa ve dünya voleybolu, hem Tijana Boskovic hem de Melissa Vargas’ın olduğu bir takımın ateş gücünün altından nasıl kalkabilirdi, tahmin etmek güç.

Bunun ardından takvim yaprakları 2021’i gösterdiğinde bu kez Türkiye Voleybol Federasyonu harekete geçti. Vargas, Türk vatandaşı oldu. 2021’de sözleşmesi sona eren isim Fenerbahçe kariyerine Sultanlar Ligi’nin en iyi pasör çaprazı olarak nokta koyacak, Çin Ligi’nin yolunu Tianjin formasıyla tutacaktı.

Bir kefaret böyle ödendi: Gizem Örge ve Aslı KalaçBir kefaret böyle ödendi: Gizem Örge ve Aslı Kalaç

Her kıtada bir numara

Çin’de sezon bittikten sonra yeniden Fenerbahçe’yle anlaşan ve ikinci yarı için geri dönen Vargas böylelikle vatandaşı olduğu Türkiye’den kopmamış oldu. Macera, bir şekilde devam ediyordu.  Türk voleybol severler enteresan saç stilleri ve eşsiz oyunuyla Vargas’a büyük ilgi gösteriyordu. 23 yaşındaki isim, Asya sezonunun bitimi ardından 2023 senesinin başında Fenerbahçe’ye Çin Ligi’nin en iyi oyuncusu olarak döndü. Fenerbahçe’de Arina Federovtseva ve Ana Cristina ile ölümcül bir üçlü oluşturan Vargas, kariyerinin ilk Sultanlar Ligi şampiyonluğuna 5. sezonunda ulaşmayı başardı. Maçın ardından döktüğü gözyaşlarının sebebi sadece ateşli şekilde çıktığı ve son derece iyi performans gösterdiği, psikolojik yükü ağır bir maçın galibiyetle geride kalması değildi. O, istenmeyen oyuncu ilan edildiği Küba’dan gelip, Avrupa’nın ve hatta dünyanın en iyi voleybol liginde şampiyonluğa uzanıyordu. Vargas, Sultanlar Ligi’nde hem sezonun oyuncusu hem de sezonun en pasör çaprazı seçilecekti.

Vargas’ın milli takım serüveninin başlayacağına dair güzel haberse Mart 2023’te gelecekti. Nisan 2021’de vatandaşı olduğu ülke için ter dökecek olan Vargas, ay yıldızlı milli takım formasını ilk kez Uluslar Ligi’nde giyebilecekti. Kulüp sezonunun bitmesinin ardından artık zaman gelip çattı. Dünyaca ünlü pasör çaprazı, milli takımın gücüne güç katacaktı. Yeni koç Daniele Santarelli için en büyük sınav Ebrar Karakurt’la Melissa Vargas’ı aynı anda sahada tutacak formülü bulmaktı. Ateş gücü yüksek iki oyuncu, aynı anda sahada birbirlerini ateşleyecekler, buradan çıkan alevler de rakiplerin derdi olacaktı.

Vargas ve Ebrar birbirlerine fazlasıyla uyum sağladılar.

En değerlisi o!

Antalya’da başlayan serüvende röportaj için kim mikrofon karşısına geçse Vargas’ın takıma kattığı olumlu havadan söz edecekti. Oyuncu, idmanların ve kampın neşesi olmuş, elinde dev hoparlörlerle takımın DJ’liğini de yapmaya başlamıştı. Kısacası Melissa yalnızca saha içinde değil saha dışında da milli takımın yeni enerji kaynağı ve ateş gücüydü. Vargas’ın en skorer olduğu ilk 3 etaplık kısım 3. olarak bitirildi. Çeyrek finalde İtalya, 3-0’lık net bir skorla geçildi. Yarı finalde ise ev sahibi ABD Sultanlar’ın baş belası olma unvanını sahada bıraktı. Maç 3-1 bitti, final vizesi geldi.

Finalde rakip, Vargas’ın en iyi seçildiği Çin Ligi’nin milli takımıydı. Asya’nın lokomotifi, tarihindeki ilk Milletler Ligi zaferi için milli takım karşısındaydı. İlk set 25-22 ile geçilirken ikinci set aynı skorla Çin’e gidecekti. Üçüncü sette toparlanan ay-yıldız skoru 25-19’la 2-1’e getirecekti. Ancak Çin asla ama asla pes etmeyecekti, ne de olsa maç final, işin ucu kupaydı. Asya ekibi dördüncü sete iyi başladı. Milliler bir kişiyle yanıt veriyor ve bu da yetiyordu. Skor 6-5’e geldiğinde sayıların tamamı turnuvanın en iyi pasör çaprazından gelmişti: Melissa Vargas’tan. Vargas, tek başına yaptıklarıyla tüm Çin takımının dengesini bozdu. Asyalılar farkı açamadığı gibi basit hatalar yapmaya başladılar ve Eda Erdem Dündar’la Zehra Güneş’in Vargas’a eşlik etmesiyle birlikte fark bir anda açıldı. Türkiye, seti 25-16 maçı 3-1 kazanarak tarihindeki ilk en üst düzey FIVB turnuvası şampiyonluğuna uzandı.

Vargas, Tianjin’le Çin Ligi’ni; Fenerbahçe’yle Sultanlar Ligi’ni; Türkiye ile Uluslar Ligi’ni kazandı. Sonraki durak Avrupa Şampiyonası’ydı. Son derece yoğun yaz sezonu içinde Filenin Sultanları’nın en büyük yıldızı olarak önderlik edecekti. Almanya’nın Düsseldorf kentinde başlayan heyecanda Sultanlar grup aşamasını 5’te 5’le geçip, Brüksel’de Belçika’yı 3-1’le eleyecekti. Brüksel’de yoluna devam eden Sultanlar, Polonya’yı da çeyrek finalde saf dışı bıraktıktan sonra İtalya’yı 5 sette saf dışı bırakacaktı. Bu maçların tamamında Vargas’ın varlığı önemli olacaktı. Son olarak finalde Sultanların Sırbistan’a karşı rövanş niteliğinde olan karşılaşmada da Vargas en önemli silahtı. Tijana Boskovic faktörüne karşı en büyük tehdit olan Vargas tam 41 sayı ürettiği maçla yine 5 setin sonunda zafere gidilmesini sağladı. O, artık Avrupa Şampiyonası’nın da en değerlisi, milli takımın neşesi, en büyük yıldızı ve şampiyonlukların mimarıydı.

Bir omuz sakatlığı, doğduğu ülkeyle arasını açtı. Ancak o omuz sakatlığı, yolun sonunda sevdiği ülkeyle ilk milli takım majör kupasını kazanmasını sağladı. Kim bilir belki de yıllar yılı süren altın madalya hasretindeki gizli anahtar onun elindeydi. En kritik anlarda, psikolojik çözülmenin yaşandığı saniyelerde milli takım reaksiyon veremiyor ve onca zafer ellerimizden arasından kayıp gidiyordu. Gönüllerde şampiyon, akıllarda kaçan madalyalar kalıyordu. Çin maçının dördüncü setinin başında göründüğü gibi bir süper yıldız, sahadaki en iyi oyuncu olduğunu her haliyle belli eden bir makine, tüm kaderi değiştirebiliyordu. Onun yazgısı, belki de Türkiye’nin 10 senelik istikbalini emin eller altına almaktı. Vargas, şimdi olimpiyat elemeleri ve daha nicesi için, 4 numaralı ay yıldızı sırtına geçirecek; kırdığı döngü belki de başarı zincirine dönüşecek…

Filenin Sultanları zaferi böyle kutladı, bunları söyledi…Filenin Sultanları zaferi böyle kutladı, bunları söyledi…

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.